T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
BURSA / YILDIRIM - Nuri Nihat Aslanoba Anadolu Lisesi

Türk Dili ve Edebiyatı Dersi Yazım Çalışmaları

12.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı dersi 2.ünitesinin yazma çalışması kapsamında, 12/E sınıfından Edanur YAZICI adlı  öğrencimizin yazdığı hikayeyi sizlerle paylaşıyoruz. Kalemine sağlık Edanur.

AŞK HER ZAMAN UMARSIZCA BEKLEMEK MİYDİ? 

 

Dünyanın bütün yağmurları üzerine yağmıştı sanki. Öylesine kederli, öylesine dertliydi. Bir annesi öldüğünde böyle olmuştu bir de şimdi.Tüm ışıklar sağa sola kayıyordu gözünde. Evlerine varabilmek için koşuşturan insanlarsa belli belirsiz birer silüetti.Sadece yürümek ve aklını meşgul edecek şeyler düşünmek istiyordu.Durmadan yürümek,alabildiğine çok yürümek.Eğer durursa tüm bu olanların farkına varacak ve kalbinin yanışını hissedecekti.Aklı ona devam et dese de bedeni bitap haldeydi.Saat de epey geç olmuştu.Yeni gün başlayalı bir saat olacaktı.Sahilde bir bank buldu ve oturdu.Ağlamaya başladı.Bu yaşadığı, çok sevdiği bir insanın ölümü gibi gelmişti ona.Ama bu ölüm farklıydı.Bu ölüm yaşayan bir insanın içindeki ölümüydü.Oysa kendisi de öldürmemişti içindekini,sadece öldürmesi istenmişti.Kolay mıydı? Kolay mıydı tüm bunlar? Hangi ayrılık kolaydı? Olmayacaktı da zaten. Ve yanmak hafif kalırdı onun için. O,kül olmuştu.Yanan bir nesnenin dağılan külleri gibi oradan oraya savruluyordu.Biliyordu,severken ayrılmışlardı.Şartlar böyle gerektiriyor demişti aşkından yanıp kül olduğu kadın.Gitmem gerek demişti bir de. Çok uzaklara gitmem gerek demişti.Beyninde onun bu cümlesi yankılanıp durdu ve hayır izin vermeyeceğim dedi içinden kendine.Sabah olmuştu.Koştu ve bir taksi buldu.Aceleyle taksiye binip kadının evinin önüne geldi.Kadın ve ailesinden hiçbir iz bulamamıştı.Telaş içinde çevreye göz attı.Ne olmuştu,neden gitmişlerdi? Birilerine sormalıydı.Karşıdan yürüyerek gelen evin yaşlı hizmetlisini gördü ve kadına nerede olduklarını sordu.Yaşlı kadından evin beyinin öldüğünü ve beyin vasiyetinin,kızının İngiltere'deki şirketlerin başına geçmesi olduğunu,sevdiği kadının da bu yüzden gitmesi gerektiğini öğrenmişti.Çaresizce evine döndü,her şey bitti sanıyordu.Ama yanılıyordu.Sevdiği kadından ayrı geçen koskoca beş yılın ardından bir mektup gelmişti.Mektubu sevdiği kadın yollamıştı.Onu bu akşam havalimanında bekleyeceği yazıyordu.En sevdiği kıyafetini giyip hemen yola koyuldu.Bir iki saat içinde havalimanındaydı.Saatler geçti,sonunda sevdiği kadın karşısında duruyordu.Koştu ve sıkıca sarıldı.Kadın adamın gözlerinin içine bakarak "Ne çok şey var konuşacak değil mi?" dedi.Adam "Evet birikmiş çok şey var.Ama sadece beş yıl İngiltere'de bensiz neler yaşadın bunları konuşalım istiyorum.Sakın bana açıklama yapmadan gittiğin için benden özür dileme çünkü ben sana hiç küsmedim,kalbim hep seninleydi,hep seninleydi,her anda her yerde sadece seninleydi" dedi.Sonra adam gözlerini açtı ve kendine geldi.Her şey sadece bir rüya olarak kalacaktı.Ne kadın gelecekti,ne de adamın içindeki kor sönecekti.Aşk her zaman umarsızca beklemek miydi?   

 

                                                                                                                                         Edanur YAZICI 

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 03.11.2021 - Güncelleme: 09.11.2021 20:31 - Görüntülenme: 545
  Beğen | 22  kişi beğendi